Alışveriş, satın alma ve satma işi, alım, satım olarak tanımlanmaktadır. Alışveriş işleminin tamamlanması için satıcı, müşteri ve satın alınan mal veya hizmetin olması gerekir. Bir başka deyişe göre alışveriş, arz ve talebe dayanan ve belli bir tutar karşılığında yapılan satın alma işlemidir. Alışveriş, insanların isteklerini karşıladıkları bir eylemdir. Yüzyıllardan beri, insanoğlunun yaptığı ilk eylem alışveriştir. O zamanlarda para kavramı yoktu ama değiş tokuş yöntemi ile alışveriş gerçekleştirilirdi. Daha sonra paranın bulunmasıyla birlikte mal veya hizmetler belli bir değer karşılığında satıcıdan alıcıya satılarak alışveriş işlemi gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Eskiden bir elbise, bir ceket ve bir çift ayakkabısı olurdu insanların. Bunları iyi bakmak ve olabildiğince uzun süre kullanmak gerekiyordu çünkü yenisini almaya güçleri yetmiyordu. Günümüze geldiğimizde ise herkesin birden fazla elbisesi, ayakkabısı hatta aksesuarları da var. Geçmişte üst sınıfa ait olan şeyler artık her insanda var olmaya başladı. Eskiden alışveriş yapma mekanları bakkal veya benzeri küçük esnaflardan yapılıyorken, günümüzde marketler, alışveriş merkezleri ve internet üzerinden de alışveriş listeleri oluşturuluyor ve alışveriş yapılmaya devam ediliyor. Öyle ki internet üzerinde bir günde milyonlarca alışveriş gerçekleştiriliyor. E-ticaret sitelerinde sunulan seçeneklerin arasından seçim yapmak ve daha uygun fiyata satın almak tüketicileri online alışverişe yönlendiriyor. Tüketicilerin online alışverişi tercih etme nedenlerinlerden bir diğeri ise aynı gün teslimat yapan firmalar. Telefon veya bilgisayar üzerinden verilen siparişler saatler içerisinde kapıya kadar geliyor. Böylece alışverişe vakit harcanmıyor. Online alışverişte yapılan bir al bir bedava kampanyaları ve yüzde olarak yapılan indirimler tüketiciyi cezbediyor. Üstelik elde nakit para yoksa bu tarz e-ticaret siteleri kredi kartı ödemesini de kabul ediyor. Son zamanlarda sıkça karşılaştığımız sosyal medya fenomenlerinin alışveriş videolarında açılan kargo poşetleri ve meraklı bekleyiş de belki insanları online alışverişe sürüklüyordur. Çünkü insanlar belirttiklerine göre poşetin içinde ne olduğunu bilseler dahi, kargo poşetlerini açmanın mutlu hissettirdiklerini belirtiyorlar.

   Herkes ihtiyaçlarını gidermek için belli zamanlarda ve belli yerlerden alışveriş yapar. İhtiyaç duyulan şeyler, yani ev ve market alışverişi dışında bazen hiç ihtiyaç duyulmayan şeyler de satın alınıyor. Her anlamsız ve gereksiz alışveriş bağımlılık veya hastalık değildir ama neden bu kadar çok alışveriş yapıyoruz? 2012 yılında küresel olarak yapılan bir araştırmaya göre, ankete katılan kişilerin yarısı gerçekten ihtiyacı olmayan şeyleri satın aldıklarını belirtmişlerdir. Araştırmacılar aşırı tüketimin ve alışveriş sevgisinin insana doyum vermek yerine daha fazla alışverişe sürükleyebileceğini söylüyor. Peki o zaman neden bu kadar çok alışveriş yapıyoruz? Tüketiciler olarak yoğun bir alışveriş bombardımanı altındayız. Gerek internet siteleri, gerekse de sosyal medya fenomenleri tarafından. İnternette geçirdiğimiz saatler sürekli alışveriş yapma isteğini tetikliyor. Özellikle sosyal medya ortamlarında ilgi alanlarımıza göre karşımıza çıkan reklamlar istemsizce satın almaya yöneltiyor. Daha çok tüketimi aşılayan pazarlama teknikleri, yiyeceklerden kozmetik sektörüne kadar her türlü ürünü karşımıza çıkartıyor ve bir şekilde satın almaya itiyor. İsteklerimizi ihtiyacımızmış gibi görüyor ve hep daha fazlasını istiyoruz. Pazarlama endüstrisinin de amacı tam olarak bu. Pazarlamacılar, tüketicilerin alışveriş yapma isteğinin altında yatan nedenin aslında duyguları olduğunu biliyor. Bu yüzden reklamlar duyguları harekete geçirecek şekilde hazırlanıyor. Bu yüzden girdiğimiz her sitede karşımıza ürün tanıtımı çıkıyor. Bir mağazaya gidildiğinde, örneğin karşımıza çıkan bir gömleğe ihtiyacımız olup olmadığını düşünmek yerine onu aldığımızda bize vereceği duyguları düşünüyoruz. Özellikle bu eşyalar kaliteli ve bilindik bir markaya aitse bizi daha çok cezbediyor. Bir kitapta şöyle yazıyor: ‘ Tüketici yeni bir şey almayı planladığında genelde ürünü aramak, bulmak ve ona ulaşmakla ilgili hayaller kurmaktan zevk alır.’ Aslında sahip olduğumuz şeylerin sayısı arttıkça daha çok mutlu olmak yerine bizim yaşam kalitemizi düşürebilir. Daha çok şey almak ve alışveriş yapma isteği bizim daha çok para harcamamızı ve stres seviyemizi yükseltir. Birçok kişi bir şey satın aldığında bunu başkalarını etkilemek için yaptığını söylemekten kaçınır. Çünkü bazı insanların alışveriş yapmaktaki tek nedeni çevresindeki insanları kıskandırmak ve aslında zengin biri olduğunu göstermeye çalışmaktır. Bu nedenle bazı reklamlarda da özellikle ünlü ve zengin kişiler oynar ve ‘bizim tükettiğimizi siz de satın alabilirsiniz’ imajı çizilir. Aslında gerçek olan başkaları için kendimizi zor duruma sokmak yerine ,kendi değerimizi kendimizden başkasının belirlemeyeceğinin farkına varmak ve sonu gelmeyen alışveriş doyumsuzluğunun önüne geçebilmektir. Alışveriş doyumsuzluğunun tıptaki adı ‘Oniomania’dır. Oniomania, kontrolsüz, bağımlı ve aşırı miktarda gerekli gereksiz alışveriş yapma hastalığıdır. Bu bağımlılıkta insanlar alacağı şeye dikkat etmez. Herhangi bir şeyi almak ister. Amaç ne olursa olsun bir şeyler almış olmaktır. Bu hastalıkta kişi alışveriş yaptıkça rahatlar. Kendini mutlu, rahatlamış ve kendini diğer insanlardan üstün hisseder. Genellikle kişi kendini kızgın ve üzgün hissettiğinde dürtü gelir. Bir şeyler satın alırken ise zevk ve coşku hissederler. Alışveriş yapma isteğine karşı koyamazlar. Alışveriş bağımlısı insanlar çoğunlukla hasta olduklarını kabul etmezler veya farkına varmazlar. Bu bağımlılık, tedavi edilmesi gereken psikolojik bir rahatsızlıktır. Bunun yanı sıra kişinin ekonomisine zarar verir ve borca sürükler. Alışverişin ardından çok para harcandığı için suçluluk duyar ve kendilerini kınamaya başlarlar. Kişi başta bağımlı olduğunu kabul etmezken, borca girdiğini ve zorlandığını gördükçe tedaviyi kabul etmeye başlar. Bu bağımlılıktan kurtulmak tabiki de diğer bağımlılıklara göre daha kolaydır. Öncelikle kişinin neden alışveriş yaptığını, altında yatan duygusal boşlukları belirlemek gerekir. Bunun yerine başka bir yararlı alışkanlık koyularak önüne geçilmesi hedeflenir. Tedavi için öncellikle kişinin kendisini değiştirmesi ve kabullenmesi gerekir. Alışverişe çıkmadan önce bir market alışveriş listesi oluşturmak ve var olan bütçenin dışına çıkmadan alışveriş yapmak bir çözüm yöntemidir. Kredi kartlarının azaltılması, bağımlı olduğu düşünülen kişiyi yalnız alışverişe göndermemek de çözümler arasındadır. Alışveriş esnasında almak istenilen şeyi düşünüp ‘Gerçekten ihtiyacım var mı?’ Diye sorulmalıdır. Alışverişler günlük olarak değil de haftalık veya aylık olarak yapılmalıdır. Her kategori için gerçekten ihtiyaç duyulan şeyleri listelemek gereklidir. Örneğin mutfak alışverişi listesi oluşturulmalıdır. Bu listenin içinde yiyecek alışveriş listesi olmalıdır. Artık hayatımız her alanında işimizi kolaylaştıracak ürünler yapılıyor. Bunların birisi de buzdolabı alışveriş listesidir. Bu tarz ürünleri sürekli göz önünde tutarak eksik şeyler not alınabilir ve alışverişe çıkıldığında gereksiz ve eksik şeyler alınmamış olunur. Marketten alınacaklar listesinin dışında online olarak alışveriş yapılıyorsa, kredi kartından çok harcama yapmamak adına kapıda ödemeli alışveriş sitelerinden alışveriş yapılabilir. Böylece sadece eldeki paraya göre ürün satın alınır. Hem kontrolsüzce alışveriş yapılmasını önlemek adına hem de alınacakları unutmamak adına Kağıt Tahta olarak buzdolabına tutunan alışveriş listesi ürettik. Ürünümüz cama, duvara ve tahta yüzeylere uygundur. Yapışkanlı değildir. Tutunma özelliği sayesinde yüzeye tutunur ve asla zarar vermez. Bu alışveriş listesi sayesinde mutfakta eksik gördüğüz her şeyi anında not alabilecek ve sürekli göz önünde tutabileceksiniz.